140 yıllık Orhaniye Tabyası kaderine terk edildi
Çanakkale’ye 38 kilometre mesafedeki, 1884 yılında Sultan 2’nci Abdülhamit döneminde boğaz savunması için yapılan Orhaniye Tabyası, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları ve Çanakkale Savaşları sırasında önemli görevler üstlendi.
140 yıllık tarihi geçmişe sahip olan Orhaniye Tabyası, şimdi ise atıl halde. Tabyanın içindeki ana binanın duvarlarına sprey boyayla yazılar yazıldığı görülürken, bugüne kadar ulaşabilen tabyaya ait bir savaş topu ise paslanmaya yüz tuttu.
‘2’NCİ SINIF ASKERİ BÖLGE OLARAK VARLIĞINI DEVAM ETTİRİYOR’
Orhaniye’nin özellikle boğazdan gelecek olan saldırıları bertaraf etmek üzere yapılmış olan tabya olduğunu belirten ÇOMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mithat Atabay, “Tabyada toplam 6 top bulunuyordu. Bu topların menzilleri yaklaşık olarak 14 bin 800 metre uzunluğundadır. Bu bağlamda bu tabya Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde, Trablusgarp Savaşı, sonra Balkan Savaşları sırasında ve ayrıca Birinci Dünya Savaşı sırasında kullanıldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında bazı toplar vurulduğu için bertaraf olmuştu. Daha sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında kullanıldığını görüyoruz. Bu tabya 1996 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti ordularının envanterinde bulunuyordu ve faal vaziyetteydi ancak 1996 yılında Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA) çerçevesinde devre dışı bırakıldı. Bugün 2’nci sınıf askeri bölge olarak varlığını devam ettiriyor” diye konuştu.
‘TOPLARINDAN SADECE BİRİ O DÖNEME AİT’
Orhaniye Tabyası’nın askerlerin çekilmesinin ardından sahipsiz kaldığını söyleyen Atabay, “Zamanla, o bölgeye gelen kişiler tarafından tahrip edildi. Bugün orada bulunan 6 tane top var ancak sadece 1’i o döneme ait. Bunun dışında film çekimi için yapılan sahte toplar bulunuyor. Ayrıca oradaki toplardan biri de şu an Çanakkale merkezde bulunuyor. Bunlar aslında askeri kültür varlığı olarak korunması gerekiyor ve bu koruma çerçevesinde çevre peyzajı yapılıp, görevlilerin bulundurulması gerekir. Tabyanın olduğu yer, ziyaretçilerin hem savaş tarihi, hem de boğazın girişindeki o güzelliği görmeleri açısından çok uygun bir konuma sahip. Bu tabya korunursa şüphesiz ki hem tarihimize sahip çıkmış oluruz hem de gerçekten orayı ziyaret edenlerin güzel gün geçirmelerin sağlamış oluruz” dedi.