‘ÖZGECANLAR GİBİ DİĞER ÖLDÜRÜLEN KADINLARIMIZ GİBİ OLMAK İSTEMİYORUM’
Ankara’da Perihan Özkan (25), sosyal medyada paylaştığı videoda; komşusu Muhammed K.’nın 1 yıldır kendisini saplantılı şekilde takip edip, taciz ve ölüm mesajları gönderdiğini iddia ederek yardım istemişti. Olaya ilişkin detayları DHA’ya anlatan Özkan, Muhammed K.’nın önce sahte hesap açarak tehdit ve taciz mesajları attığını belirtti. Özkan, polise şikayette bulunduğu ama sahte hesaptan olduğundan dolayı herhangi bir işlem yapamayacaklarını söyledi. Muhammed K.’nın tacizlerine devam ettiğini daha sonra kimliğinin ortaya çıktığını açıklayan Özkan, “Özge Canlar gibi diğer öldürülen kadınlarımız gibi olmak istemiyorum. Çünkü bunun sonucu bu. Mesajla başladı. Evime gelindi. Bundan sonra da benim yolumu kesecektir, Arkamdan artık bıçaklar mı, ittirir mi? Bir yerden merdivenden sakat bırakmaktan bahsediyor. Çünkü bilmiyorum ve ben bunları yaşamak istemiyorum. Ben öğretmendim, artık çalışmıyorum, korkudan evden çıkamıyorum. Eşim işe gidemiyor, beni yalnız bırakmamak için. Şehir dışından akrabalarım geliyor. Ağabeylerim geliyor şu anda. İşlerini güçlerini bırakıp yanımda olmak için bize bunları yaşatıyor. O gün parka geldiğinde tekrar bana bir mesaj atıyor. Mesajda yine saçma sapan cümleler. Bu süreçte biz ailesiyle iletişime geçtik. Çünkü bu şahıs benim çocukluk arkadaşım. 13 yaşına kadar kapı komşumuzdu, karşı komşumuzdu ve bizim evimizden çıkmazdı. Sürekli bizim evimizdeydi” dedi.
‘PERDESİNİ AÇIP ELİNE KAHVESİNİ ALIP BURADAN BENİ İZLEYEBİLİR’
Özkan, durumu Muhammed K.’nın ailesine anlattığını ve sebebini sormak istediğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Ailesine söyledik. Hani bari bizim karşımıza getirmiyorsunuz. Siz sorun sebebini diye. Sebebini ne polisine, ne bize belirtmiyor. Sadece yaptıklarını kabul ediyor. ‘Evet, bu mesajlar bana ait. Bu beyanlar bana ait’ diyor. Yaklaşık 5 gün önce oldu. Yani bu en son attığı mesajdan 3 ay sonra oldu. Yani bir uzaklaştırma kararımız vardı, iki aylık. Uzaklaştırma kararı bittikten sonra benim kapıma geldi, evdeyim tek başıma zaten kapıma gelmeden önce de parkta dolanıp, gelip evimizi gözetliyormuş. Bizim bina görevlimizle onun apartmanında oturan komşular bile bunu söyledi. Görüyorduk zaten diye. Planlı bir şekilde yapıyor aslında ve eve giriş çıkış saatlerini ve yalnız olduğum saatleri kontrol ediyor, kamera sistemi var. Kamera olduğunu gördüm. Çok korktum zaten. Elim ayağım titredi. Hemen sol ön tarafına geldim, nereye gittiğini görmek için. Burada perdenin arkasından onu izliyorum. Evi izleyerek, evi gözetlemeye çalışarak, arkaya dolandı. Buraları izleyerek mutfak tarafına gitti. Mutfakta da bu şekilde cam balkonum yok. Açıkta yani. Demir olduğu için görünebiliyor evin içi, kamera kayıtlarında da var. 2- 3 dakika kadar orada dikilip evin içerisini görmeye çalışıyor, evi izliyor. Sonra buradan dolanıp tekrar karşıma dikiliyor ve yine dakikalarca hiçbir şey söylemeden beni izliyor. Evini göstermek istiyorum ki bana ne kadar yakın oturduğunu anlayın. Şurada gördüğünüz park halindeki beyaz aracın tam orada oturuyor, sol tarafta. Bu kadar yakın mesafede oturuyoruz ve canı istediğinde camdan dışarı çıkıp belki de benim evimi gözetleyebilecek kadar kısa bir mesafede. Ev hapsi olması da bir anlam ifade etmiyor. Sonuçta perdesini açıp eline kahvesini alıp buradan beni izleyebilir. Perdeni kapalı tut o zaman. Bu da bir çözüm değil. Sonuçta benim orada olduğumu biliyor.”
Umutcan ÖREN- Canberk ÖZTÜRK/ ANKARA,