27 binden fazla Filistinlinin öldüğü, hayatta kalanların açlık ve hastalıkla boğuştuğu, 1.8 milyon insanın yerinden edildiği, Gazze Şeridi’nin neredeyse tamamının yerle bir olduğu savaş, hâlâ tüm şiddetiyle sürüyor. ABD Dışişleri Bakanı’nın Ortadoğu’ya yaptığı 5 tur, BM’nin çağrıları ve Uluslararası Adalet Divanı’nın hükmüne rağmen savaş hızını kesmiyor. İngiliz The Guardian gazetesinden Simon Tisdall, artan baskılara rağmen uzlaşının neden mümkün olmadığını analiz etti.
NETANYAHU KENDİ DERDİNDE
7 Ekim Hamas saldırılarının ardından siyasi kariyerinin en büyük sınamasıyla karşı karşıya kalan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, karar verirken pamuk ipliğine bağlı iktidarını kurtarmayı düşünüyor. Netanyahu, Hamas’ın elindeki rehinelerin baskısı, aşırı sağcıların sürekli sarstığı kırılgan koalisyonu ve en büyük müttefiki ABD’nin artan ikazlarının arasında, kalıcı ateşkes ihtimalini kesin bir dille reddediyor. Hamas’ı yok etme ve “tam zafer” elde etme hedefleri ulaşılamaz olarak değerlendirilse de iç kamuoyu desteğini bu yolla geri kazanabileceğini uman Netanyahu, iktidarda kalabilmek için ateşkesi ve Gazze’nin geleceğini konuşma aşamasına geçmek istemiyor.
HAMAS BÖLÜNMÜŞ DURUMDA
Elinde kalan rehineleri savaşı durdurmak için en büyük koz olarak kullanan Hamas’ın lider kadrosu, ateşkes anlaşmasının kapsamı konusunda görüş ayrılığı yaşıyor. İsrail ordusuyla çatışmalardan bitkin düşen “askeri” kadro ile Katar’da bulunan siyasi kadronun öncelikleri çatışıyor. İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısının sorumlu liderlerini yakalamak için Gazze’yi yerle bir ederken, bölge sorumlusu Yahya Sinvar ve beraberindekiler bir an önce anlaşmaya ulaşmak istiyor. Başta İsmail Haniye olmak üzere siyasi büro ise olası anlaşmayla binlerce Filistinli mahkûmun serbest bırakılması, Gazze’nin yeniden inşası ve İsrail’in bölgeden geri çekilmesi gibi ciddi kazanımların peşinde.
ABD KARAR VEREMİYOR
Tisdall’a göre, bir yandan İsrail’e sarsılmaz desteğini her fırsatta yineleyen, diğer yandan artan iç ve küresel kamuoyu baskısı yüzünden Netanyahu’yu durdurmaya çalışan ABD yönetimi ise Gazze’deki savaşı, Ortadoğu’da daha kapsamlı bir çözüme ulaşmak için fırsat olarak görüyor. Bir yandan “düşmanlıkların kalıcı şekilde sona ermesini” isterken, bir yandan da “kalıcı ateşkese” karşı çıkmaya devam ediyor. Washington’ın uzun vadeli pazarlığı, İsrail’in bölge ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmesi amacına kilitlenmiş durumda. Aralarındaki gerilim gittikçe artsa da ABD’nin nüfuzu, Netanyahu’ya açıktan karşı çıkmayı reddettiği sürece sınırlı kalıyor.
REHİNELERE KARŞILIK SİNVAR’A SÜRGÜN
Amerikan NBC haber sitesi, İsrail’in Gazze’de kalan 136 rehinenin tamamının serbest bırakılması karşılığında Hamas lideri Yahya Sinvar’ın Gazze Şeridi’nden ayrılmasına izin vermeye hazır olduğunu yazdı. Altı İsrailli yetkiliye dayandırılan habere göre, Hamas’a tüm rehinelerin salınması halinde, Sinvar’ın “Arafat gibi gitmesine” izin verilmesi teklifi sunulması gündemde. Bu hafta İsrail basınında ABD ve Tel Aviv’in “üst düzey Hamas üyelerinin sürgüne gönderilmesine ilişkin bir planı” görüştükleri yönünde haberler çıkmıştı. Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat, Tunus’a güvenli geçişi garanti edildikten sonra 1982’de Lübnan’ın başkenti Beyrut’tan ayrılmıştı.