Özellikle Metro Girişlerinde Her Gün Kullandığımız Turnikeleri Tasarlayıp Dünyaya Yayılmasını Sağlayan İstanbullu
6 mins read

Özellikle Metro Girişlerinde Her Gün Kullandığımız Turnikeleri Tasarlayıp Dünyaya Yayılmasını Sağlayan İstanbullu

Günümüzde metro turnikeleri gibi neredeyse her gün kullanılan birçok endüstriyel tasarımın; yolu bir dönem İstanbul’dan geçen, Robert Koleji mezunu John Vassos’a ait olduğunu hiç duydunuz mu?

Her gün karşılaştığımız turnikelerin yanında bir dönemlere damgasını vuran plak çalar gibi endüstriyel tasarım ile de adını tarihe yazmış bir isim olsa da Vassos’tan haberdar olan kişi sayısı çok az. O yüzden sizi kendisiyle tanıştırmak istiyoruz.

John Vassos, Yunan kökenli bir ailenin çocuğu olarak doğdu.

23 Ekim 1898 tarihinde, o dönemler Osmanlı Devleti’nin başkenti Konstantinopolis’te yani İstanbul’da dünyaya geldi. Ailesi ile İstanbul’da bir yaşam sürmesi de bu dönemlere tekabül ediyor.

Babası özel bir okulun müdürü ve yerel bir Yunan gazetesinin editörüydü. Vassos’un eğitim hayatı önce Hatzichristou Gymnasium’da başladı ve daha sonra meşhur Robert Koleji’nde devam etti.

Robert Koleji’ni duymayanımız yoktur. Ülkemizin en iyi beyinlerinden birçoğunu mezun etmiş prestijli bir okuldur. O dönemlerde de aldığı eğitimin yanında İstanbul’da sürdürdüğü yaşamı; Vassos’un, sanat dünyasına ilk adımlarını atmasına da yardımcı oldu.

İstanbul’un sokakları, tarihi dokusu ve kültürel çeşitliliği Vassos’un tasarım estetiğini derinlemesine etkilemiş görünüyor. Bu atmosfer, onun ilerleyen yıllarda endüstriyel tasarım dünyasına kattığı çağdaş ve benzersiz dokunuşların temelini oluşturdu diyebiliriz. 

Çizim yapmak her zaman hayatında öncelik olmuş, 12 yaşında liberaller tarafından da desteklenmişti.

Bu yaşlarda bir Yunan gazetesinde birkaç yıl boyunca siyasi karikatürler çizdi. 16 yaşındayken Türk senatosuyla alay ettiği bir karikatürü nedeniyle ödül kazandı ancak tutuklanmamak için I. Dünya Savaşı’nın Avrupa’da patlak verdiği dönemde, Avrupa’ya asker taşımak amacıyla Doğu Asya’ya kadar giden gemilerde çalışırken buldu kendini. Bir nevi kaçış yöntemiydi yani.

Vassos’un İstanbul serüveni, onun hayatındaki unutulmaz bir bölümü temsil etse de şehri terk etmesi de ardından sanata kapılarını açan bir basamak oldu. Fenway Sanat Okulu’nda John Singer Sargent’in yanında eğitim alacaktı ilerleyen dönemlerde. Daha sonrasında mesleğe ilk adımı da sahne tasarım asistanı olarak gerçekleşti.

1920’lerde bir radyo şirketi olan Radio Corporation of America için danışman olarak görev yaptı.

RCA ve diğer müşteriler için endüstriyel tasarım çalışmalarının yanı sıra kitaplar ve reklamlar için resimler çizdi, duvar resimleri yaptı, iç mekanları modernize etti, tanıtım stratejileri geliştirdi, endüstriyel tasarımcılar için eğitim müfredatı oluşturdu ve tasarım profesyonelleri için bir kuruluş kurdu. Yani anlayacağınız birçok şeyi hayatının bu döneminde yapmıştı.

Ancak Vassos’un bu alana geniş katkılarına rağmen kendisi sanat camiasında pek dikkate alınmadı. Bizler bile belki adını şu anda duyduk. Fakat kendisi alanında çok başarılı isimlerle çalışmış bir endüstriyel tasarımcı.

Gelelim adını duyuran tasarımına: turnikeler!

En kalıcı tasarımlarından biri de hepimizin bildiği turnikeydi. Vassos, cihazın pervane benzeri kollarını ve hacimli tabanını metal kılıflarla kaplayarak keskin kenarları örten bir tasarım oluşturdu.

Daha sonra otomatik bir turnike olan Passimeter’ı geliştirdi; bu tasarımda pervaneleri kaldırarak dairesel bir desen yerine ileri doğru hareket eden üç kolu tercih etti ve bu da günümüze kadar da ulaşan bir tasarım harikası olarak varlığını sürdürdü.

Ürünlerinin tanıtım ve satışında da yer aldı.

RCA için plak çalar tasarlamış olan Vassos’un tasarladığı ikonik RCA Victor Special, günümüzde birçok dekoratif sanat müzesinin koleksiyonlarında yer alıyor. 1939’da da televizyon Amerikan halkına tanıtıldığında Vassos’un akıcı TRK-12 alıcı modeli her yerde sergileniyordu.

Gördüğünüz gibi günlük hayatta sık sık karşılaştığımız çoğu endüstriyel tasarımın mucidi kendisi. Adını daha önce duyamasak da yolunun bir dönemler ülkemize düştüğünü görmek gurur verici doğrusu.

II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla genç tasarımcı, yüzbaşı rütbesiyle istihbarat teşkilatında görevlendirildi. Bu süreçte durduğunu sandıysanız yanıldınız! Kamuflaj konulu filmler ve yayınlar başta olmak üzere çeşitli projelere imza attı kendisi.

Yayıncılık kariyeri boyunca türünün en üst düzey eserlerini ortaya koymuştu. Çalışmaları, 1995’te Toledo Üniversitesi Ward M. Canaday Merkezi’nde düzenlenen “The Ardent Image: Book Illustration for Adults in America, 1920 – 1942” sergisinde sergilendi. 

Genç yaşlarında hayatının dönüm noktasını oluşturan İstanbul, Vassos için eğitim anlamında birçok kapıyı açımıştı. Belki gemiye açıp kaçmasaydı, tasarım dünyasının kapılarını hiçbir zaman zorlayamayacak; potansiyelinin farkına varamayacaktı.

Kaynaklar: Art Deco, Philo Biblon

Girişimcilik ile ilgili diğer içeriklerimiz:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir